Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - Allah’a Güveneni Allah Yarı Yolda </br>Asla Bırakmaz
ŞEREF AYER </br>KOVULMADIKÇA </br>SARIYER İFLAH OLMAZ!!!

Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

Allah’a Güveneni Allah Yarı Yolda
Asla Bırakmaz

Adem ÖZPOLAT
Tevekkül neymiş? Allaha güven neymiş? İnsana cennetin kapısını nasıl açiyormuş? Hele hele cennetin kapısını açması bir tarafa, cennete sorgusuz ve sualsiz kişiyi nasıl sokuyormuş bu hadisten ...
17.03.2015 / 00:00


İmam Nevevi’nin Riyazü’s salihinin 75 numaralı hadisi şerifinde, Abdullah bin Abbas (ra)’dan rivayetle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“(Geçmiş) ümmetler bana gösterildi. Peygamber gördüm, yanında üç–beş kişilik küçük bir grup vardı. Peygamber gördüm, yanında bir iki kişi bulunuyordu. Ve peygamber gördüm, yanında kimsecikler yoktu. Bu arada önüme büyük bir kalabalık çıktı. Kendi ümmetim sandım. Bana ‘Bunlar Mûsâ’nın ümmetidir, sen ufka bak!’ dediler. Baktım; (çok) büyük bir karaltı. ‘İşte bunlar senin ümmetindir. İçlerinden hesapsız–azabsız cennete girecek yetmiş bin kişi vardır’ dediler.”

(İbni Abbas diyor ki) Söz buraya gelince Peygamber aleyhisselâm kalkıp evine gitti. Oradaki sahâbîler bu hesapsız–azabsız cennete girecek yetmiş bin kişinin kimler olabileceği hakkında konuşmaya başladılar: Kimileri, “Bunlar peygamberin sohbetinde bulunanlar olmalıdır” derken, kimileri, “Bunlar İslâm geldikten sonra doğup, şirki tanımamış olanlardır” dediler. Daha başka birçok görüş ileri sürenler oldu.

Onlar bu meseleyi tartışırken Peygamber aleyhisselâm çıkageldi.

– “Ne hakkında konuşuyorsunuz?”

diye sordu.

– Hesapsız–azabsız cennete gireceklerin kim oldukları hakkında konuşuyoruz, dediler.

Bunun üzerine Nebi sallallahu aleyhi ve sellem:

– “Onlar büyü yapmayan, yaptırmayan, uğursuzluğa inanmayan ve Rablerine güvenenlerdir”

buyurdu.

Peygamberimiz bize neyin müjdesini verdi? Anladınız değil mi? Tevekkül neymiş? Allaha güven neymiş? İnsana cennetin kapısını nasıl açiyormuş? Hele hele cennetin kapısını açması bir tarafa, cennete sorgusuz ve sualsiz kişiyi nasıl sokuyormuş bu hadisten anlıyoruz...

Hani rabbimiz Talâk süresinin 2 ve 3. Ayettlerinde “Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu açar. Onu beklemediği yerden rızıklandırır. Kim Allah’a tevekkül ederse, O kendisine yeter.”

Kim Allah’a güvenip dayanır, Allah’ın istediği gibi davranırsa, bilsin ki Allah ona yetecektir. Tabii Allah’a tevekkül bir kul olarak kişinin kendisine düşenleri yaptıktan sonra, Allah’ın kendisinden istediklerini yerine getirdikten sonra sonucu Allah’a havale edip, O’na güvenmesidir. “Ben Senin istediğin şekilde üzerime düşenleri yaptım ya Rabbi, bundan sonrası sana aittir” diyerek Rabbine tam bir teslimiyet içinde yönelmesi, benim sahibim, Velîm sensin Allah’ım. Ben halimi sana arz ediyor, derdimi sana havale ediyor ve hayırlı sonucu senden bekliyorum” demesidir. Sen elinden geleni yaptığına inanıyor ve netice konusunda Allaha tevekkül ediyorsan, Şadi Şirazi’nin dediği gibi “İşin Allaha kaldıysa olmuş bil.”

Unutma! sen sana düşeni yaparsan, Allah kendisine düşeni yapacaktır.

Selam ve dua ile…

 

Yazarın Diğer Yazıları