BAŞAR BİBEROĞLU İLE GÜNDEME DAİR....jpg) Hukukçu ve siyasetçi Başar Biberoğlu, PKK'nın silah bırakmasını ve barış sürecinin detaylarını açıkladı. 17.05.2025 / 13:24 Hukukçu ve siyasetçi Başar Biberoğlu, PKK'nın silah bırakmasını ve barış sürecinin detaylarını açıkladı.
Biberoğlu, aynı zamanda AK Parti için derin bir analizle nokta atışı açıklamalarda bulundu...
BAŞAR BİBEROĞLU:
Hükümetin sürdürülebilirliğinin tartışmalı olduğu dönemde PKK’nın kendisini fesih etmesi, Türkiye’nin çözemediği için bedeller ödediği en önemli sorunlarından birini daha bütün yönleriyle gündeme taşıdı.
Suriye’deki savaşın sonlandırılarak, Suriye’de inşa edilecek yönetim sistemine Kürtlerin katılımının ve katkılarının sağlanması üzerinden oluşturulan uluslararası şartların etkisiyle ortaya çıkan PKK’nın feshini, iktidarın kendi sürdürülebilirliği için değerlendirmeye çalıştığı biliniyor.
Kürt sorunun çözümünü “çözüm süreci” kapsamında gerçekleştirmeye çalıştığı için, muhafazakar Kürtleri en yoğun temsil edebilen siyasi parti konumuna ulaşan AK Parti, sürecin başarıyla sonlandırılamamasını, kendisine destek olmayanlara yükleyebilmekteydi.
Çözüm süreci kapsamında yapılan çalışmalarda ve sürdürülen ilişkilerde “siyasi ara bulucu" işlevini yerine getiren DEM parti siyasi geleneği, Kürtlerin sorunlarının sivil demokratik siyasi mücadelelerle karşılanmaya çalışılmamasından en fazla zarar gören siyasi parti konumunda.
DEM siyasi geleneği üzerinden sorumluluk yüklenen etkinlerin tutuklulukları, DEM’in kazandığı yerel yönetimlerin önemli çoğunluğunun kayyımla yönetilmesi vb. sorunlar, iktidarın kendisine destek vermeyen Kürtleri nasıl değerlendirdiğini açığa çıkarmaktaydı.
DEM siyasi geleneğinin etkisizleştirilip, DEM siyasi geleneği üzerinden PKK terörü ile ilişkilendirilerek siyasetin kontrol edilmeye çalışılması, demokratik toplumsal dönüşüm ihtiyaçlarını karşılamak mücadelelerini vererek alternatifliği önemli oranda kabul edilebilirliğe taşıyan ana muhalefet partisine de en etkili şekilde uygulanıyor.
Kürtlerin sorunlarının çözülmesinin, bütün yönleriyle tartışılıp, değerlendirilerek, demokratik toplumsal dönüşümün asli unsurları haline gelmeleriyle başarılabileceği toplumsal gerçekliğimiz haline geldiğinden, iktidarın uygulamaları veya uyguladıklarını değiştirmeye çalışması, kendisiyle çelişen yaklaşımlar olarak değerlendirilebiliyor.
AK PARTİ OLUŞUMU
Ak Parti siyasi oluşumu, iki kutuplu dünya dengelerinin aşılmasıyla ve Türkiye’nin gelişim ve değişim dinamiklerini verimli olarak sürdüremeyen yönetim sisteminin değiştirilmesi ihtiyacı ortaya çıkarmıştı.
Sürdürülemez hale gelen yönetim sisteminin çözülebilmesi ihtiyacını karşılayabilecek koşullar ortaya çıktığından, muhafazakar demokratlar, liberal demokratlar ve demokrasiyi merkeze alan diğer duyarlılıkların katılımı ve katkılarıyla AK Parti kurulabilmişti.
Gelişmiş demokratik ülkelerin tek kutuplu dünyanın sürdürülebilirliğindeki etkisini kabullenen ve bu yönde değiştiğini açıklayan kadroların oluşturduğu AK Parti, sürdürülemez hale gelen sisteme karşı mücadeleler vererek güçlendi ve doğrusuyla, yanlışıyla, eksiğiyle, demokrasiye ve hukuka uygunluğu yeterince gözetemeden başarılı oldu.
Sürdürülemez hale gelen sistemin etkisizleştirilip, çözülmesini sağlayacak mücadelelerde halkın desteği, sistemin kontrol ettiği uygulamaları aşabilecek siyasi alışkanlıklar ve organizasyonlarla gerçekleştirildiği için yapılanların, demokrasiye ve hukuka uygunluğu belirleyici hale getirilememişti.
Demokrasiye ve hukuka uygun olmayan kazanımlarla ve demokratik kurumsal sürdürülebilirliğe taşınamayan siyasi anlayışlarla, çözülen sistemin yerine yeni sistem inşa edilmeye çalışılınca, sorunlar yaşanmaya başlandı.
CUMHURBAŞKANLIĞI YÖNETİM SİSTEMİ
AK Parti, aşılamayacağı kabul edilen sistemi etkisizleştirip, çözebildiği için başarılarını merkeze alıp belirleyici ve inşa edici olarak konumlandığından, muhalefet ise kendi siyasi anlayışlarını ve mücadelelerini sürdürebilecek siyasi alanları gözettiğinden; halkın iradesini merkeze alan, ekonomik, demokratik kurumsal sürdürülebilirlikle gelişime ve değişime toplumun tamamını katabilecek ve çıkabilecek sorunları demokratik hukuk devleti uygulamalarıyla başarabilecek sistem inşa edilemedi.
AK Parti verdiği mücadeleleri kabullenip, yeterli görenlerle sürdürülebilecek sistemi inşa etmek arayışlarına yönelince, kendi siyasi konumumun sürdürülebilirliğini AK Partiyle birlikte kurgulanacak sistemde gerçekleştirmeyi kabullenen MHP, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sisteminin inşasına yardımcı oldu.
Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemini sahiplenmeye çalışan etkinler, darbelerle, müdahalelerle ve hayatın her alanının kontrol edilmesiyle sürdürülen sistemi çözülebildiklerini kabullendiklerinden, kurgulanan sisteme karşı itirazları ve verilen mücadeleleri, haksızlık olarak değerlendirerek, yapılabilecek her şeyi yaparak sürdürülebilmesini olağan karşılıyor.
Sürdürülemez hale geldiği ortaya çıkmış olmasına rağmen nasıl daha önceki sistemin sürdürülebilmesi için alışkanlık haline gelinen uygulamalarda ısrar edilerek sistemin sürdürülebilmesine çalışılmışsa, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sisteminin sürdürülebilmesi için de sürdürülemez hale geldiği her geçen gün daha da belirginleşmesine rağmen, sürdürülmeye çalışılmaktan vazgeçilemiyor.
Demokrasinin ve hukukun öncelikli olarak sürdürülmeye çalışıldığı dünya dengeleri, küresel dünyanın sürdürülebilirliğini sağlayacak kurumsal dönüşümleri gerçekleştirilemediğinden, ortaya çıkan sorunlar içe kapanmalarla aşılmaya çalışılıyor ve dünya dengelerindeki belirsizlikler, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sisteminin demokrasi ve hukuk dışı uygulamalarla sürdürülebilmesine alan açabiliyor ancak, toplumsal demokratik dönüşüm ihtiyacının karşılanamaması, açılan alanı etkisizleştiriyor.
Türkiye’nin demokratik toplumsal dönüşüm mücadelesinin başarılması, demokratik kurumsal sürdürülebilirlikle gerçekleştirilebilecek geleceği vazgeçilmezliğe taşıdığı için demokratik dönüştürücü dinamiklerin mücadeleleri, toplumsal gerçekliğimiz olarak kabul edilebilir hale getiriyor.
İKTİDARIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ
İktidarın uygulamalarıyla baş edebilecek, itirazlar, direnmeler ve protestolar ortaya çıktı.
Alternatiflik ihtiyacını karşılayacak mücadeleler, iktidarın kontrol altında tutup, yönlendiremeyeceği hale geldi.
Değişen yerel yönetim uygulamalarıyla, asgari yaşamın sürdürülebilmesi ihtiyacı, engellemelere ve baskılara rağmen karşılanabiliyor.
Yerel yönetimlerde ulaşılan alternatifliklerin etkisizleştirilmesi için bazı etkin seçilmişlerin ve yerel yönetimlerde sorumluluk yüklenenlerin, demokrasi ve hukuk dışı yöntemlerle tutuklanmalarını, halkın baskın çoğunluğu kabul etmiyor.
Demokrasi ve hukuk dışı yöntemlerin uygulanması nedeniyle, iktidarın belirleyicisi konumundaki AK Parti ve MHP’yi destekleyenler, yüzde 40’ın altına inmiş olsa da, yapılanlardan vazgeçilmeyeceği anlaşılsa da, engellemelerin sürdürülebilmesinin halka rağmen başarılamayacağı her geçen gün daha fazla hissedilebiliyor.

Bu Kategorinin Diğer Haberleri |
|
|