Sarıyer'deki Mitingde Konuşan Özel: “Arnavutköy’de Büyük Bir Skandalı Açıklayacağız” Özgür Özel, Arnavutköy'de Kanal İstanbul ile ilgili skandalları açıklayacağını duyurdu. 16.10.2025 / 12:03 CHP’nin “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin yeni durağı İstanbul’un Arnavutköy ilçesi olacak. Sarıyer mitinginde konuşan CHP lideri Özgür Özel, Arnavutköy'de Kanal İstanbul ile ilgili skandalları açıklayacağını duyurdu.

CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 23 Mart’ta tutuklanmasının ardından düzenlemeye başladığı “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin bu hafta İstanbul'daki adresi Sarıyer oldu.
Mitingde Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun mektubunu CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik okudu.
İmamoğlu, Çelik tarafından okunan mektubunda, Sarıyer’e şu sözlerle seslendi:
“İstanbul’un her bir köşesi gibi, Sarıyer de bizim göz bebeğimizdir, kıymetlimizdir. 2019’dan bu yana, Sarıyer’in tarihine, doğal güzelliklerine, insanına yakışır çalışmalarla sizlere layık olmaya çalışıyoruz. Sarıyer Belediye Başkanımız Mustafa Oktay Aksu’ya da Sarıyer ilçemizde hayata geçirdiği hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Kent Lokantası, kreşler, kütüphaneler açtık. Meydan ve cadde düzenlemeleri, geniş kapsamlı altyapı yatırımları yaptık. Rumeli Hisarı ve pek çok tarihi eseri restore ettik. 2 yaşam vadisini, Büyükdere Atatürk Fidanlığı’nı, Hacıosman Atatürk Kent Ormanını Sarıyer’e ve şehrimize kazandırdık. Rumeli Hisarüstü-Aşiyan Füniküler Hattı’nı hizmete açtık. Bütün bunlar çok ahlaklı, çok disiplinli bir bütçe yönetimi sayesinde gerçekleşti. Milletin parasını doğrudan millete verme anlayışı sayesinde gerçekleşti. Böylece, İstanbul tarihinin her alanda en çok yatırım yapan, vatandaşına en çok sosyal destek ve yardım sunan yönetimi olduk.”
“İSTANBULLULAR ÖDÜL VERDİ, İKTİDAR CEZALANDIRMAYA KALKTI”
“Bu anlayışımızı, bu başarılarımızı İstanbullular ödüllendirdikçe, iktidar bizi cezalandırmaya kalktı. 2019 seçimlerini iptal etmekten başlayarak neler yapmadılar ki… Açılan soruşturma ve davalar, engelleme amaçlı hukuk dışı girişimler, biz iş yapamayalım diye uyguladıkları baskılar, zorbalıklar saymakla bitmez. Bizi sandıkta asla yenemeyeceklerini, koltuklarını kaybedeceklerini anladıkça, iyice hukuk tanımaz oldular, iyice saldırganlaştılar. Benim ve arkadaşlarımın tutuklanmamıza gerekçe gösterilen soruşturma, resmen tam bir yıl önce, Ekim 2024’te başlatılmış. Ellerinde bütün yetkiler, bütün imkanlar var. Ortada bir suç olsa, bu bir yılda çoktan her kanıtı bulur, her belgeye ulaşırlardı. Ama ortada suç olmayınca, kanıt da olmuyor. Bunun üzerine, baskıyla, şantajla iftira üretmeye başladılar. Hayali senaryolar yazarak, milleti bir kurguya inandırmaya çalışıyorlar. O yüzden bir yıldır ortaya bir iddianame koyamadılar.”

“MİLLETİN ONLARA VERMEDİĞİ İKTİDARI, YARGI ARACILIĞIYLA GASP EDİYORLAR”
“Biz aylardır, ‘iddianameyi derhal hazırlayın’ diyoruz... ‘Hukukun gereğini yapın ve bizleri tutuksuz yargılayın’ diyoruz… ‘Yargılama canlı yayınlansın, milletimiz gerçekleri gözleriyle görsün, kulaklarıyla işitsin’ diyoruz. Sadece ve sadece adalet talep ediyoruz. Ama onlar, bir adalet arayışında değiller. Tek dertleri; algı operasyonlarıyla, sözde yargı kararlarıyla siyasi rakiplerinden kurtulmak. Milletin onlara vermediği iktidarı, yargı aracılığıyla gasp ediyorlar. Önümüzdeki seçimi, milletin sandıktan çıkacak iradesiyle değil, mahkemeden çıkaracakları güdümlü kararlarla kazanmaya uğraşıyorlar. Buna izin veremeyiz. Cumhuriyetimizin, demokrasimizin hiçe sayılmasına, milli iradenin gasp edilmesine izin veremeyiz. Karşı karşıya kaldığımız bu saldırıyı püskürtmeye, iktidarı hukukun, demokrasinin sınırları içinde tutmaya mecburuz. Bu; bir kişinin, bir partinin meselesi değildir. Bu, bir memleket meselesidir. Mesele; 86 milyonun, adalet, hürriyet ve haysiyet meselesidir. Mesele, ülkenin geleceği meselesidir. Mesele; milletçe refaha, huzura, bolluk ve berekete ulaşabilme meselesidir.”
“16 MİLYON İSTANBULLUNUN BELEDİYE BAŞKANI OLARAK YAPTIKLARIMDAN GURUR DUYUYORUM”
“Sevgili hemşerilerim; şunu bilin ki içimde hiçbir pişmanlık, hiçbir umutsuzluk yok. 16 milyon İstanbullunun Belediye Başkanı olarak yaptıklarımdan gurur duyuyorum. Devletin birçok kurumu tarafından, 6 yılda, 1300 defa incelendim ve hepsinden aklandım. 48 idari, 51 şahsi soruşturmadan alnımın akıyla çıktım. Bu siyasi davada, kendisini aklamak zorunda olan ben değilim. Yargıyı talimatla çalışır hale getirenler, gizli tanıkların arkasına saklanarak beni saf dışı etmeye çalışanlar kendilerini aklamak zorunda. 30 küsur yıllık diplomamı baskıyla iptal ettirenler, yaptıklarının kirli bir operasyon olmadığını kanıtlamak ve kendilerini aklamak zorunda. Ama aklanamayacaklar. Darbeciler, vesayetçiler, milli irade gaspçıları alınlarına sürülen kara lekeden kurtulamayacaklar. Milletimiz, onları affetmeyecek ve hak ettikleri cezayı sandıkta kesecek. Millet, bütün iktidarlardan büyüktür, güçlüdür. Hiç kuşkunuz olmasın. Milletimiz ülkenin kaderine el koyacak, her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak. Hepinizi çok seviyorum. Kalın sağlıcakla. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.”
ÖZGÜR ÖZEL: "BU DÜZEN DEĞİŞECEK"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun özgürlüğü ve erken seçim talebiyle başlattığı "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" miting serisinin Sarıyer Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen 62'ncisinde konuştu. Özel, gelecek seçimi de Türkiye İttifakı'nın kazanacağını belirterek, AK Parti'den önce en düşük emekli maaşının 8 çeyrek altın aldığını, şimdi iki çeyrek altın aldığını kaydetti. Özel, "Cumhuriyet Halk Partisi ağız tadıyla iki dönem iktidar olsun 8 çeyrek altın olmazsa gelin hesabını benden sorun. En düşük emekli maaşı 70 bin lira olsa fena mı? Brüksel'de alıyorlar o maaşı, kimse çok demiyor. Asgari ücret 85 bin lira olsa fena mı? Belçikalıya helal olan Türk milletine haram olmaz kardeşim. Bu düzen değişecek, AK Partilisi de kazanacak, CHP'lisi de kazanacak "diye konuştu.

"HALKTAN, HUKUKTAN EŞİTLİKTEN YANA BİR İKTİDARIN YÜRÜYÜŞÜNÜ YAPIYORUZ"
Özel, şunları kaydetti:
"Türkiye'de büyük bir barınma krizi var. Eğer milli piyango çıkmayacaksa ya da bir yerden miras kalmayacaksa çalışarak ev almak mümkün değil. AK Parti'nin kara düzeni maalesef bizi bu hale getirdi. Geçmişte daha üç yıl önce vatandaşa anahtar vadeden Erdoğan'ın rejimi diyor ki, 'Biz size kirayla sosyal konut vereceğiz'. Bu hiç yanlış bir şey değil. Bu CHP'nin düşük gelir seviyesindeki ve hiçbir zaman ev alamayacak durumdaki vatandaşlar için sosyal konut projesidir. Ama piyasadaki fiyatlarla kira değil, hiç ödemeyene onun da devlet tarafından karşılanacağı, kiralara devletin destekleme yapacağı, belli bir süreyi dolduranların da kiracı diye oturduğu evin, eninde sonunda tapusunu da alacağı dört dörtlük bir sistemi var CHP'nin. Beyefendi duymuş bunu, aklınca ön alıyor. 100 bin konut projesi ne oldu? Deprem konutuna saydılar. Deprem bölgesine bir yılda 622 bin konut dedi, üç yıl geçti bu yılın sonunda 250 bine tamamlayacak ya da 300 bine, sözünü tuttum sayıyor. Oysa bir yılda yapacağım demişti. Millete sürekli konut hayaliyle peşinat yatırttırmalar, kuralar, dünya kadar TOKİ mağduru varken şimdi yeni bir hayali satıyorlar. Buradan ev ve araba hayali bile kuramayan gençlerin hayallerini çaldılar, bu ülkenin bütün insanlarına şunu söylüyorum. Hemen değil ama elbette, bu ülkede isteyen herkesin işine kavuşabileceği, işi olmayanların temel vatandaşlık geliriyle yoksulluktan kurtulacakları, insanların ilk bir yıl asgari ücret alıp, hızla o düşük ücretten kurtulacakları, çalışarak, biriktirerek konut sahibi olabilecekleri, sosyal konutların herkese tahsis edileceği, barınma sorununun çözüleceği, haktan yana hukuktan yana, eşitlikten yana bir iktidarın yürüyüşünü yapıyoruz hep birlikte.
Genel Sekreterimizin koordinatörlüğünde bir yıldır parti programı çalıştık. 600 akademisyen, 200 gençle, örgüt temsilcileriyle son şekli verildi. Önümüzdeki ay yapılacak kurultayımızla resmileşecek ve politika belgelerine dönüşecek. Otobüsün üstünde Özgür Özel'den de kapınızı çalan mahalle temsilcisinden de ekonomik krizin yakıcılığını değil, nasıl çözüleceğini, sorunlara hangi çözümlerin üretileceğini, emeğin karşılığını nasıl alacağını, çiftçinin ürününün nasıl para edeceğini, pazar yerindeki yangının nasıl söndürüleceğini CHP'den dinleyeceksiniz. İktidar yürüyüşümüz, emin, kararlı, hızlı adımlarla başladı, hep birlikte yürümeye devam edeceğiz.
"BU SAVAŞI KAZANMAYA AND İÇTİK"
AK Parti gelince lojmanlara savaş açmıştı. Ne kadar lojman varsa kurumların elinde sattılar, elden çıkardılar, özelleştirdiler. Çalışanları bir büyük konut sorunuyla karşı karşıya bıraktılar. Türkiye'de iki yönlü lojman sorunu var. 8 aylık lojman giderimiz 550 milyon TL'ye çıkmış. Lojman var mı? Vallahi infaz koruma memuruna yok. Türkiye'de beş infaz koruma memurundan birine lojman var. Lojman meselesini başta infaz koruma memurları devletin memurları ve işçileri için, emekçiler için kademe kademe hızla çözeceğiz. En büyük haksızlığa uğrayanlardan biri infaz koruma memurları, CHP iktidarında ilk dönem tamamlanmadan lojmanda kalmayan bir infaz koruma memuru kalmayacak. Bunun müjdesini veriyorum. Geçmişte FETÖ'nün kudretli bir başsavcısı vardı, Zekeriya Öz. Ergenekon diyordu, Balyoz diyordu ne kadar vatansever varsa doğruyordu. O zaman tuğla gibi iddianameler yazıyordu. Darbe gecesi ya da hemen öncesi sınırı geçti, sıçan gibi kaçtı. Biliyorsunuz buna Sayın Erdoğan, zırhlı Mercedes makam arabası vermişti. Bugün bir savcı için Sarıyer'de, deniz gören yerde, sadece tadilatına 52 milyon TL harcandı. Mesele bu kadar yokluk varken bu parayı çarçur etmekten ziyade, bu işleri yaptırmak için size bir Zekeriya Öz lazım. Bugün bu kumpası kurdurmak için diğer savcılar düz dairede otururken, birisine sadece 52 milyon TL tadilat yapılacak villa lazım. O kadar yanlış işi ancak bu kadar büyük rüşvetle yaptırabilirsin.
Biz tarihin en zor döneminde bu kadar ağır bir saldırı altında partimiz. Türkiye'nin iktidar değiştirme umudunun en güçlü olduğu yerde, dünyanın en bilinen metropolünde, üç seçim üstüste seçilmiş belediye başkanına, geleceğin cumhurbaşkanına, geleceğin iktidarına darbe yapanlara karşı meydan meydan direnmeye ve bu savaşı kazanmaya and içtik biz, and içtik.
"CHP BÖYLE BİR PARTİDİR"
19 Mart sürecinde meydanı görmeyenleri biz de görmüyoruz diyip boykot listesi ilan etmiştik. O listeye üniversite kampüslerinden öğrencilerin rahatsız olduğu bir kahve şirketini dahil etmiştik. Aylar süren görüşmelerden sonra, o şirket, kampüslerdeki karımızı aktaralım bir yere dediler. Bunu partimize alacak halimiz yok. 19 Mart darbesinin mağdur ettikleri var, bursu kesilen gençlere burs, yurttan atılan gençlere yurt, mağdur kimse oraya aktaracağız dedik ve geçen hafta ilan ettik. Hazmedemiyor adamlar. Eğer bir kör kuruş bizeyse, Allah bin kere benim belamı versin. Bu kadar gerçek bir durum varken bu iftirayı atanları da milletin vicdanına havale ediyorum, yazıklar olsun. Bir iş yaptık, sonuç aldık, hazmedemiyorlar. CHP'nin esas meselesi Saraçhane'yi görmeyen, göstermeyen, bu meydanlara şaşı bakan iktidar yandaşları ile güya merkez medyadaki ama bu meydandan parayı kazanıp saraya hizmet edenlereydi. Onlardan bir tanesi de NTV. Sarıyer'de. Bu NTV, meydanı görmedi, biz de boykota karar verdik. Şimdi reytingleri 0,43 olmuş. Emeğinize, elinize sağlık. Sarıyer mitingini NTV'nin önünde yapacaktık da, çalışanlara hürmetten, ailelere saygıdan, emeğe saygıdan mitingi burada yaptık. Ama bu NTV, Nusret diye lokantada eti, içeceği bize satıyor, Günaydın'da Mezzaluna'da parayı bizden kazanıyor. Volkswagen, Audi, Skoda, Seat'ları bizim seçmenlere satıyor. Hizmeti saraya yapıyor. Bu NTV'nin bütün lokantalarını, bütün araçlarını ve bütün televizyonlarını sonuna kadar protesto etmeye devam. Boykot etmek başka, emekçiye kötü davranmak başka. Yönetim anlayışını boykot ediyoruz, kameramanına, muhabirine sonuna kadar sahip çıkıyoruz, saygı duyuyoruz. CHP, böyle bir partidir.
"EKONOMİK KRİZ 1990'LARIN ÇOK DAHA İLERİSİNDE"
Bugün ülkeyi yönetenlerin ruhu 1990'larda kalmış. Bugün ülkeyi yönetenler eski sürüm siyasetçiler. Bakın o zaman Beyaz Toroslar vardı, şimdi orada AK Torosların başı oturuyor. Sokak ortasında işlenen cinayetler oluyordu, Ankara'nın, İstanbul'un ortasında cinayetler işleniyor. Ekonomik kriz, siyasi kriz, yargı krizi, 1990'ların çok daha ilerisinde. Zengini kollayan, fakiri ezen bir düzen bu ülkede bu topraklarda hiç olmadığı kadar acımasız. Çünkü onlar bu düzene alışmışlar, akılları sıra vatandaşı da alıştırmışlar. Bu düzenin değişmesini istemiyorlar. Karşımızda dünyanın da başında büyük dert, 78 yaşındaki Trump, kendinden iki yaş büyük Biden'ı 'yaşlısın' diye diye yendi. Bugün Erdoğan, rahmetli Erbakan'a 'Yaş 70 iş bitmiş' diyordu. Karaoğlan Ecevit'e, 'Ölünce mi bırakacaksın be adam' diyordu. Şimdi Erdoğan ve belli yaşın üstündekilerin akran dayanışması gençlerin umutlarını köreltiyor. Belli bir yaşa gelmiş, muhakeme yeteneğini kaybetmiş, sinirlenmiş, yanında etrafında yola çıktığı kimse kalmamış, yanlışını söyleyemedikleri, devamlı milletin sırtından ağır vergilerle inmeyen, emeği sömürten... Boeing alacak, THY karar vereceğine, Trump'a veriyor. Gaz alacak, pahalısını Trump'tan alıyor. Nadir elementlerin pazarlığını Oval Ofis'te yapıyor. Bu anlayış, artık bu ülkeye bırakın kazandırmayı ısrarla kaybettiriyor. Bunun için biz bu anlayışa karşı genç kadrolarımızla, her yaştan genç, Türkiye'nin yarınlarına inanan seçmenlerimizle büyük bir mücadeleyi hep beraber veriyoruz.
"HAFTAYA ÇARŞAMBA BÜYÜK BİR REZALETİ ARNAVUTKÖY'DE AÇIKLAYACAĞIZ"
31 Mart seçimlerinde önemli mücadelelerden bir tanesini Arnavutköy'de verdik. Arnavutköy, CHP'nin en zayıf olduğu yerlerden biriydi, küçük bir farkla seçimi kaybettik. Arnavutköy, Kanal İstanbul rezaletinin yaşandığı ilçelerden biri. Orada gelecek hafta konuşacağımız, neler yaptığını bildiğimiz, bütün Türkiye'nin gözlerinin önüne haftaya çarşamba bu vakitlerde sereceğimiz büyük bir rezalet var. Buradan bütün İstanbul'u, AK Parti'nin kalesi diye bilinen ama demokrasinin kalesi olmaya bir seçim kalmış Arnavutköy'e bekliyorum. İstanbul'da 39 ilçenin 28'ini hedefledik, 26'sını kazandık. Parti başaracağına inanıyordu. Değişim partide gerçekleşti, eskisiyle yenisiyle omuz omuza başarıya koştuk. Adayımız Silivri'de olsa da, arkadaşlarımız hapis olsa da, İstanbul il binamıza, kongresine, il başkanımıza dava açılsa da, 5 bin polis saldırsa da, yargı operasyonu olsa da hep birlikte iktidara yürüyor muyuz? Bundan sonra kazanmaya alıştık, hep kazanacak mıyız, Türkiye'ye kazandıracak mıyız?"

Bu Kategorinin Diğer Haberleri |
|
|