Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - Yatak odanıza onu sokmayın!
ŞEREF AYER </br>KOVULMADIKÇA </br>SARIYER İFLAH OLMAZ!!!
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

Yatak odanıza onu sokmayın!

Yatak odanıza onu sokmayın!
Kadın Cinsel Fonksiyonu Araştırma Bölümü Başkanı Ece Hattat, hem merak edilen soruları yanıtladı hem de çiftlere çok özel önerilerde bulundu.
28.11.2013 / 18:50


Cinsel problem yaşayan çiftler ne yapmalı? Kaliteli seks için nelere dikkat edilmeli? Hattat Klinik Kadın Cinsel Fonksiyonu Araştırma Bölümü Başkanı Ece Hattat, hem merak edilen soruları yanıtladı hem de çiftlere çok özel önerilerde bulundu.

1. Partnerinde cinsel isteksizlik olanlar ne yapmalı?

Erkeklerin her zaman cinsel istek duyduğuna dair bir yanlış inanış var. Oysa erkekler her zaman ve sürekli olarak istek duymazlar. Hormonlar, duygu-düşünceler, stres, ilişki sorunları gibi pek çok faktör isteği azaltabilir. Modern yaşam tarzına bağlı kilo fazlalığı, hareketsiz yaşam, aşırı alkol, sigara gibi risk faktörleri erkeklerde cinsel isteği yöneten testosteron seviyelerini düşürüyor. Sertleşme sorunu veya erken boşalma gibi diğer cinsel sorunlar da erkeklerde cinsel isteği azaltıyor. Bu sebeplerin hepsi cinsel arzunun azalması için geçerli nedenlerdir. Bir erkeğin cinsel isteksizlik yaşaması eşinden soğuduğu anlamı da taşımaz. Gerçekten, eş ciddi bir hormon düşüklüğü yaşıyor olabilir. Sertleşme fonksiyonunda bir gerileme fark ettiğinden kadından uzaklaşmaya gayret gösterebilir. Bu nedenle ilk tepki olarak sorunu hemen kişisel algılamamak, bunun tıbbi bir problem olabileceğini düşünmek gerek. Birçok çift cinsel hayatlarında meydana gelen bu değişim üzerine hiç konuşmaz. Geçici bahaneler ile esas sorunun üzerini kapatmaya çalışırlar. “Başım ağrıyor”, “Havamda değilim”, “Yarın önemli bir işim var, erken kalkacağım”, “Galiba hastalanıyorum”, “Çocuklarla ilgilenmem gerek” gibi pek çok mazeret bu noktada kullanılır. Bu da zamanla cinsel ilişki sıklığının azalmasına , eşlerin birbirinden uzaklaşmaya başlamasına ve bazen cinsellik noktalanmasına yol açar. Tüm cinsel sorunlarda iletişim altın kuraldır. Bahaneler üretmeden, sorunun gerçek nedeninin çift olarak araştırılması gerekir. Öfkelenip, içe kapanıp, suçlayıcı bir tavra bürünmek çözüm değildir.

2. Kaliteli seks için neler yapılmalı?

Cinsel zeka, kaliteli bir cinsel yaşam için çok önemli. Cinsel zeka dediğimizde kendi cinsel istek ve arzularını bilmeyi, bunu partnere doğru şekilde aktarmayı ve partnerinde arzu ve isteklerini öğrenmeyi kast ediyoruz. Cinsel beklentilerinizi ve partnerinizin cinsel beklentilerini bilip, iki tarafı da memnun edecek ortak bir cinsel rutin yaratmak önemli. Bunun yolu öncelikle iletişimden geçiyor. Utanmadan, çekinmeden, partneri suçlamadan konuşmak önemli. Bazı cinsel sorunlar sadece iletişim ile hekime başvurmadan da çözülebiliyor. Stres günümüzde cinsel yaşamı çok olumsuz etkiliyor. Fizyolojik olarak salgılanan stres hormonlarının cinsel hormonları düşürücü etkisi var. Ayrıca stresli kişiler cinsellikte hemen ana odaklanıp, konsantre olamıyor. Bu durumda tatminsizlik oluşuyor. Birbirine kaliteli vakit ayırmak önemli. Her günü yoğun bir koşuşturmaca ve belli bir rutin ile geçirirken, çiftlerin birbirini unutmaması gerek. Özellikle de çocuk sahibi çiftlerde iş ve aile sorumlulukları tüm vakti alıyor. Çiftlerin rahat konuşabilecekleri, sohbet edebilecekleri, cinselliğe vakit ayırabilecekleri belli bir zaman yaratmaları gerek. Birlikte eğlenmek, yatak odasını keyifli hale getirmek, kendine özen göstermek önemli. Yoksa bu rutin kanıksanıyor. Cinsellik giderek daha az yaşanıyor, hatta unutuluyor. Cinsel yaşamı belli bir düzende devam ettirmek önemli çünkü periyodik olmayan bir cinsel yaşam cinsel hormonları azaltarak giderek daha fazla isteksizlik yaratabilir. Cinselliğin duygusal kısmı da çok önemli. Cinsel olmayan dokunuşlarla birbirine gün içinde yakınlaşmak, partnerin isteklerine kulak vermek, duygusallığa odaklanmak, partneri minik sürprizler ile sevindirmek önemli.

3. İyi bir cinsel birliktelik için aynı anda tatmin olmak gerekir mi?

Bu inanış pek çok çiftin cinsel beraberliği mutlulukla tamamlamasına engel oluyor. Aynı anda tatmin olmamak yeterince başarılı değiliz hissi veriyor. Oysa pek çok çift aynı anda tatmin olmaz. Kadın ve erkek cinsel fizyolojilerindeki farklılık, özellikle uyarılmanın kadında erkeğe göre daha uzun sürmesi bunun ana nedenleri arasındadır. Bunu bir eksiklik olarak görmemek gerek. Ancak bazı durumlarda örneğin erken boşalma probleminde erkek kadından önce tatmin olduğu için kadında bir öfke gelişebilir. "Sürekli kendi tatminini düşünüyor" diye bir fikir gelişebilir. Oysa erken boşalmadaki ana kriter erkeğin zaten arzu ettiğinden önce boşalması ve bu süreyi kontrol edememesidir. Bir başka durum ise sertleşmeyle ilgili sorun yaşayan erkeklerde görülür. Bu durumda erkek başarılı bir şekilde cinselliği tamamlamak için performansı kaybolmadan beraberliğe geçmek ister. Bu da ön sevişme süresinin kısalmasına ve kadının yeterince uyarılamamasına neden olur. Bazen bu durumda kadın partnerine eskisi gibi çekici gelmediğini veya onu yeterince uyaramadığını da düşünür. Oysa çoğu zaman altta bir organik bir neden vardır. Kadın orgazm sorunlarında da yine erkek kadına göre daha kolay ve hızlı tatmin yaşadığından çift arasında sorunlar yaşanabilir. Önemli olan nokta cinselliği bir yarış gibi görmemektir. Çiftin birbirine karşılıklı olarak mutlu eden bir yaklaşımda olması ve sürekli olarak orgazm sıkıntısı yaşamamak önemlidir.

4. Seks sırasında kadın ne yapmalı?

Kadınlarda cinsel cevap hormonsal, organik anlamda bağlıdır. Ancak psikolojik ve duygusal durum kadınların cinsel uyarılma ve tatmin seviyelerini çok etkiler. Kadınlar cinsel şehir efsaneleri nedeniyle cinsellik sırasında olumsuz mesajlara odaklanabiliyorlar. “Bu şekilde seks yapmak doğru değil” “Kendimi rahat bırakırsam benim ahlaksız olduğumu düşünecek”, “Cinsel aktiviteyi ben yönetmemeliyim”, "Kendi isteklerimi belirtirsem, beni yanlış anlar" gibi düşünceler kadınları tatminkar bir cinsellikten uzaklaştırıyor. Kadınlar duygusal yakınlığa önem veriyor. “Eşim duygusal yakınlık göstermiyor” “Sadece seks istediğinde beni umursuyor” “Kulağıma romantik bir şey söyleseydi” “Beni sadece yatakta iyiysem seviyor” tarzında ya da; cinsel isteksizlik, cinsel uyarılma sorunları, orgazm problemleri veya ağrı hastalıkları yaşayan kadınlarda gördüğümüz “Hiçbir şey hissetmiyorum” “Hiç uyarılmıyorum” “Galiba orgazm hiç ulaşamayacağım” “ Ne zaman bitecek?” “Canım yanıyor” “gibi düşünceler cinsel tatmini düşürüyor, var olan cinsel sorunları daha da arttırıyor. Burada önemli olan öncelikle kadınların kendi cinsellikleriyle ilgili duygu ve düşüncelerinin farkında olmaları, partnerlerinin istek ve arzularını anlayabilmeleri ve cinsellik konusunda iletişimden kaçınmamalarıdır. Birçok kadın arzu ve isteklerini, sevdiği ve sevmediği noktaları, endişelerini, korkularını, cinsel sorunlarını partnerine belirtmekten çekiniyor.

5. Cinsel ilişki sıklığı önemli midir?

Cinsel ilişkinin periyodik yani belli bir düzende ve sayıda devam etmesinin cinsel hayata faydaları var. Düzenli cinsel yaşam hem cinsel hormonları düzenler, hem de tüm vücut sistemlerine etkide bulunur. Türkiye'de haftada 2-4 kez ile ayda 2-4 kez arası değişen bir sıklık söz konusu. Yani kimi çift haftada birkaç kez beraber olurken, kimisi ayda birkaç sefer cinsellik yaşıyor. Burada sıklıktan çok cinselliğin kalitesine dikkat etmek gerek. Haftada birkaç kez beraberlik yaşanıyor ancak bir veya iki taraf da mutsuz oluyorsa, bu bir başarı değildir. İki tarafın da mutlu ve keyifli bir hisle cinselliği tamamlaması önemlidir.

6. Bir taraf daha sık cinsellik yaşamak isterse, ne gibi sorunlar oluşur?

Cinsel istek uyumsuzlukları çiftin cinsel yaşamını ve ilişki kalitesini düşürebiliyor. Özellikle cinselliğin daha fazla yaşanmasını arzu eden tarafta sürekli olarak reddedilme hissi, kırgınlık ve öfke gelişebiliyor. Eşinin sürekli cinsel taleplerine "maruz kaldığını" düşünen tarafta ise bıkkınlık ve yine öfke oluşabiliyor. Cinselliği daha sık yaşamak isteyen taraf erkek de kadın da olabiliyor. Cinsel istek uyumsuzluklarında ilk başta bu uyumsuzluğun neden geliştiğine bakmak gerek. Acaba isteğin partnere nazaran daha az olduğu tarafta cinsel yaşama dair bir mutsuzluk mu var? Uyarılmada, orgazm olmada bir problem mi mevcut.? Bu nedenle mi cinsellik daha az isteniyor? Cinsel isteği arttıran durumlar var mı? Cinselliğin daha sık ve tatminkar yaşandığı dönemlere kıyasla şu anda ne gibi farklılıklar var? Bu ve bunun gibi sorunların cevabı ile bu uyumsuzluğun nedeni araştırılır

10 ALTIN İLİŞKİ ÖNERİSİ

1.
Ondan kaçmayın, konuşun: Cinsel bir sorununuz olduğunda bunu partnerinizle paylaşmaktan kesinlikle kaçınmayın. Cinsel sorunların çiftleri birbirinden uzaklaştırdığı biliniyor. Cinsel problemler bazen ilişki sorunlarının ana nedeni bazen de sonucu oluyor. Sebep ne olursa olsun onunla konuşun, paylaşın, anlatın. Cinsel sorununuzun sizi soğutmasına izin vermeyin.

2.Sağlık sorunlarınızı geciktirmeyin: Sağlık sorunları kadınlarda isteksizlik, orgazm ve uyarılma sorunları başta olmak üzere çeşitli cinsel sorunlara yol açabiliyor. Bu açıdan, genç yaşlardan itibaren, düzenli sağlık kontrolleri yaptırmanız sağlıklı bir cinselliğin anahtarı olacaktır.

3.Sağlıklı yaşam hormonlarınızı düzenler: Sağlıklı yaşam alışkanlıkları hormonlarınızı düzenleyerek cinsel isteğinizi ve performansınızı arttırır. Her gün 30-35 dakikalık hafif-orta tempolu yürüyüşler yapın. Bu yürüyüşleri eşinizle beraber yapıp ilişkinize keyif de katabilirsiniz. Akdeniz mutfağına ağırlık verin. Daha az kalori tüketmeye gayret edin. Bel çevrenizi kadınsanız 80 cm, erkekseniz 94 cm altında tutmaya gayret edin. Sigara ve aşırı alkolden uzak durun.

4.Yatak odanıza stresi sokmayın: Yüksek stres düzeyi, gerginlik, endişe hali, öfke cinsel isteksizlik gibi pek çok cinsel soruna zemin hazırlıyor. Cinsellikte hayatınızın streslerini bir kenara bırakmayı deneyin.

5.Önce ilişkinize odaklanın: Kaliteli bir cinsel yaşam için öncelikle sevgi, saygı ve anlayışa dayalı, kaliteli bir beraberlik gerekir. Önce ilişkinize, sevgiye, aşka odaklanın. Eşinize, sevgilinize, partnerinize duygu ve düşüncelerinizi açıklıkla ifade edin. Cinsellik esnasında sevdiğiniz ve tercih ettiğiniz davranışları partnerinize doğru bir şekilde aktarın. Eşinizin de ihtiyaç ve tercihlerini öğrenin. Ona sürprizler hazırlayın.

6.Dış görünüşe sadece gereği kadar önem verin: Yılların vücudunuza getirdiği değişimler ve ideal imaj takıntısı özgüveninizi zedeleyip sizi cinsellikten uzaklaştırabilir. Ancak zihinsel ve ruhsal çekimin en az fiziksel çekim kadar önemli olduğunu unutmayın. Dış görünüşünüze özen gösterin ancak aşırılıktan kaçının.

7.Seksi akışına bırakın: Cinselliği her zaman zaman, mekan ve koşulların uygun olduğu anda yaşayamazsınız. Çok yorgun olsanız da, kendinizi bakımsız hissetseniz de bazen kendinizi kendiliğinden gelişen karşılıklı istekler oluştuğunda bunun keyfini çıkarın.

8.Fiziksel teması kesmeyin: Her temasın cinsellikle sonlanması gerekmez. Dokunma, sarılma, okşama, öpme gibi temaslarla birbirinize olan yakınlığınızı koruyun. Eşinize olan duygularınızı ifade etmenin yollarını arayın.

9.Neyi sevdiğinizi keşfedin: Cinsellikte nelerden hoşlandığınızı, partnerinizden beklentinizi, size keyif veren hareketleri gözden geçirin. Arzu ve isteklerinizi partnerinizle paylaşın. Onun beklentilerini ve isteklerini öğrenin.

10.Partnerinizi motive edin: Partnerinizin sizin için yaptığı olumlu davranışları göz ardı etmeyin. Küçük şeylerde bile onu takdir etmeniz motive olmasını sağlayacak ve kendine olan güvenini arttıracaktır. Partnerinizden duygu ve düşüncelerinizi, cinsel mutsuzluklarınızı otomatik olarak anlamasını beklemeyin. Onunla konuşun ve hislerinizi yapıcı bir şekilde, eleştirip-suçlamadan anlatın.