Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - BU ZAM FURYASI </br>DEVAM ETTİĞİ MÜDDETÇE </br>ENFLASYONİST BASKININ DİZGİNLENMESİ </br>MÜMKÜN OLMAZ!!!
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

BU ZAM FURYASI
DEVAM ETTİĞİ MÜDDETÇE
ENFLASYONİST BASKININ DİZGİNLENMESİ
MÜMKÜN OLMAZ!!!

BU ZAM FURYASI </br>DEVAM ETTİĞİ MÜDDETÇE </br>ENFLASYONİST BASKININ DİZGİNLENMESİ </br>MÜMKÜN OLMAZ!!!
Ünlü iş insanı, hukukçu ve siyasetçi Başar Biberoğlu, ülke ekonomisini derinden ele alan bir yazı kaleme aldı.
09.12.2025 / 18:11
Ünlü iş insanı, hukukçu ve siyasetçi Başar Biberoğlu, ülke ekonomisini derinden ele alan bir yazı kaleme aldı.

Biberoğlu, hem dikkate alınacak analizlerde bulundu, hem de acil plan önerilerini sıraladı…

BAŞAR BİBEROĞLU:

Ekonomist değilim. Fakat uzun yıllar ticaretin içindeydim. Ticaretin ve piyasanın nabzını iyi bilirim, cilvesini gördüm ve yaşadım, hâlâ yaşıyorum.

Her gün halkın içindeyim.

Markete gidiyor, alış-veriş yapıyor ve piyasanın nabzını tutuyorum.

Berbere gidiyor traş esnasında berber ile sohbet ediyor, piyasanın durumlarını ve halkın tepkisini ölçmeye ve genel durumu öğrenmeye çalışıyorum.

Kasaba gittiğimde, et doğrama esnasında ayak üstü birkaç dakikalığına da olsa kasap ile sohbet ediyor, durum değerlendirmesi yapıyorum.

Keza, vesair esnaflarla sohbet eder vatandaşın ve piyasanın nabzını daima ölçerim.

Anlayacağınız bir ekonomistin sahip olduğu bilgilere ulaşabiliyorum.

Çünkü bizatihi hayatın içindeyim. Bir çoğunuzun da aynı durumda olduğunu tahmin edebiliyorum.

Tüm bunları neden söylüyorum?

Değerli dostlar, enflasyonun yani hayat pahalılığın çok yönlü sebepleri var.

Önce ahlak ve sorumluluk bilinci ve devletin denetimi ve vatandaşın duyarlılığı.

Hayat pahalılığın önlenebilmesi için öncelikle (KİT) kamu iktisadi teşekkülleri ile özel sektör karşılıklı olarak mesnetsiz ve sebepsiz olarak zam yapmaktan şiddetle kaçınmaları gerekir.

Keza, gelir-gider dengesini düşünerek harcamalarını ona göre ayarlamaları gerekir.

Atalarımızın dediği gibi, "ayağını yorganına göre uzatması" gerekir.

Bunun öncülüğünü muhakkak devletin yapması lazım.

Vergiye, elektriğe, suya, doğal gaza, akar yakıta ve benzeri kit ürünü mal ve hizmetlere zam yapmaktan kaçınmakla birlikte harcamalarını gelirinin altındaki rakamlarla yapması gerekir.

Ondan sonra da, özel sektörü denetim altına alacak ve diyecek ki: "Bak ben devlet olarak zam yapmıyorum, zamları dondurdum, fuzuli harcama yapmıyorum, kara delikleri kapattım, siz de buna ayak uydurun ve sebepsiz zam yapmayın ve israftan kaçının, tasarruf edin.” Evet, bunu diyebilmeli.

Mevcut karşılıklı zam ve zulüm furyası sürgit devam ettiği müddetçe, kısır döngü ilanihaye devam eder ve hayat pahalılığın ardı arkası kesilmez.

Bir de, kimi esnaflarımızda ahlak sorunu var. Kısa sürede zengin olma ihtirasına kapılıyorlar. Bir kap yemeği 500-600 TL'ye satmak da ne demek?

Tabi burada iş, bilinçli tüketiciye düşüyor.

Otokontrol sistemiyle bir süreliğine zamlanan mal ve hizmetleri satın almaktan kaçınırsa, fiyatlar rayına oturacaktır.

Tepkisiz toplum haline geldik.



Fiyatlar yükseldikçe adeta tüketim çılgınlığı "pik" yapıyor. Bu durum karşısında sözüm ona merhametsiz ve ahlak yoksunu satıcılar da bunu fırsata çevirip bindirdikçe bindiriyorlar...

Bir diğer husus da; Asgari ücrete, memura, işçiye ve emekliye enflasyonist baskıdan kurtulmaları için zam yapılır yapılmaz ve henüz ceplerine maaş farkı girmeden; etiketler değişiyor ve fiyatlar bir gecede zamlanıyor.

Burada da yönetim zafiyeti göze çarpıyor.

Efendim, “serbest piyasa ekonomisi var.” Var ama serbest piyasa ekonomisinin amacı rekabeti oluşturup kaliteyi yükseltmek ve fiyatları aşağı çekmektir.

Bunda, yukarıda da ifade ettiğim gibi ahlaksızlık ve zenginleşme ihtirası devreye giriyor, kartelleşiyorlar tam aksi istikamette zam ve zulümlerini tüketiciye yansıtıyorlar, dayatıyorlar.

Bir diğer hastalıklı durum da, millet olarak tasarrufu öteleyip; israftan kaçınmamak.

Çöp tenekelerinin yanıbaşında el değmemiş tam ekmekler göze çarpıyor!

Kamu israfı zaten had safhada. Her bir daire müdürünün altında bir araba, özel oda, kapıcısı, odacısı, hizmetli ve bunlardan kaynaklı vesair giderler...

Bakınız, yılbaşı geliyor...

"Yeniden değerlendirme oranı" adı altında önce vergiler ve "kit" ürünleri zamlanıyor; bir de dolaylı vergiler ve onu takiben, iğneden ipliğe her şeye zam geliyor...

İşte bu zam furyası devam ettiği müddetçe, enflasyonist baskının dizginlenmesi mümkün olmaz.

Özel ve tüzel kurumların zamları enflasyonu tetikliyor.

İdari yapı kaynaklı israf da cabası..

Tüm bunlar için tahsis edilen ödenek, maaşlar, binaların ısınma ve aydınlanma giderleri enflasyonu ve israfı tetiklemekte.

İvedilikle çok yönlü tasarruf ile birlikte, kamu ve özel sektörün zamlardan kaçınmaları ve kamu denetiminin caydırıcılığı kesintisiz bir biçimde aktifleştirilmelidir.

Bu sorun, devlet-millet işbirlirliliği ile ancak giderilebilir.