Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - KANAAT ÖNDERİ ALİ RIZA ZAMAN </br>TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ AÇACAK </br>ALTIN DEĞERİNDE FİKİRLER SUNDU...
ŞEREF AYER </br>KOVULMADIKÇA </br>SARIYER İFLAH OLMAZ!!!
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

KANAAT ÖNDERİ ALİ RIZA ZAMAN
TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ AÇACAK
ALTIN DEĞERİNDE FİKİRLER SUNDU...

KANAAT ÖNDERİ ALİ RIZA ZAMAN </br>TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ AÇACAK </br>ALTIN DEĞERİNDE FİKİRLER SUNDU...
Halk odaklı samimi çalışmaları ve hizmetleri ile Türkiye'nin her yerinde büyük kitlelere sahip olan Ali Rıza Zaman'dan reçete değerinde bir yazı geldi...
25.10.2021 / 11:11


Halk odaklı samimi çalışmaları ve hizmetleri ile Türkiye'nin her yerinde büyük kitlelere sahip olan Ali Rıza Zaman'dan reçete değerinde bir yazı geldi...

Ülkenin içinde bulunduğu buhranın nasıl bertaraf edileceğine yönelik çok önemli fikirler sunan Zaman, nokta atışı tespitleri ile beraber çözüm odaklı adımların acilen atılması gerektiğini belirtti...

KANAAT ÖNDERİ ALİ RIZA ZAMAN </br>TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ AÇACAK </br>ALTIN DEĞERİNDE FİKİRLER SUNDU...

ALİ RIZA ZAMAN:

2022 Yılına doğru hızla yol alırken, ülke genelinde özellikle büyükşehirler üzerinden çağrıştırılan ekonomik algılar önlenemez boyuta ulaşmış bulunmaktadır.

Bundan öncesi için yapılacak veya dikta edilecek bir durum asla olamaz ancak çocuklarımızın geleceği adına bir takım önlemlerin alınabilmesi için somut adımların ivedilikle atılması gerektiğine inanıyorum.

Nerede yaşıyorsak hem kendimiz hem de çocuklarımız için yaşadığımız il ve ilçeleri konjonktür sisteme dayalı ekonomik atılımlar ile taçlandırmak kaçınılmaz bir gerçek olmakla birlikte zorunluluk arz etmektedir.

Bu sistematik çalışmaların iyi projelendirilmesi halinde her bakımdan devletin kârı olacaktır.

Bazı harcamalar azalacaktır.

Göç ciddi mana da önlenecektir.

Herkes mecburen memleketine sahip çıkacaktır...

Devlet politikaları bu ana fikir etrafında şekillenir ise, insanlar çoğunlukla doğduğu yerde karnını doyurursa, maddi anlamda ciddi sıkıntılar yaşanmaz.

Aile dayanışmaları ortaya çıkar.

Daha az tüketim gerçekleşir.

İsrafın önüne geçilmiş olur.

Yardımlaşma, dayanışma üst düzeyde ortaya çıkar.

Daha az ayrılıklar ile daha az maddi endişeler yaşarlar.

İnsanlar daha sağlıklı, daha uyumlu bir hayat yaşarlar.

Böylece Devletimiz önüne geçilemeyen ve devasa boyutlara ulaşan düzensiz göçü engellemiş olur.

Yatırımlar bu ana fikir baz alınarak düzenlenmelidir.

İnsanlar böylece toprağına, coğrafyasına, memleketine daha bağlı olurlar.

Yatırımlarını oralara yaparlar.

Yatırım konusunda Devletimiz sağ olsun böyle fikirlere büyük destek veriyor...

Fakat bu anlattığım çalışma üzerine yoğunlaşılırsa daha fazla teşvik ortaya çıkacaktır.

O bölgelere yatırım yapılmasını teşvik edecek yeni fikirler ortaya konulması gerekmektedir.

Hatta bu küçük şehirlerde yaşayan insanlara, Devlet özel imkanlar tanıyabilir.

Daha az vergi almak, sigorta parasını daha az almak, hatta o bölgeye yatırım yapacak insanlara çok uzun vadeli faizsiz krediler sağlamak gibi...

Orada yaşayan bölge insanına devlet kaynaklı ekstra yardımlar devreye girebilir.

Böylece kendi memleketinde yaşaması teşvik edilmiş olur.

Bu ana fikir gerçekleşir ise, ev fiyatları düşer, kiralar kontrol altına alınır.

Sonuçta insanların doğduğu memleketlerinde maddi açıdan az da olsa, bir kaynağı vardır.

Aile dayanışması ortaya çıkar.

Yetiştirilen çocuklar daha az kreşlere, ana okullarına teslim edilmek zorunda kalır.

Yaşlı insanlarımız terk edilmiş sendromu yaşamaz.

Kısacası her alanda tasarruf sağlanmış olur.

Devletin kasasına dolaylı olarak, katkı sağlanır.

Yaşanan bazı sıkıntılar kendiliğinden ortadan kalkar.

Şimdi yaşadığımız hayatta yatırımlar belirli bölgelerde daha fazla olmaktadır.

Bu ise, kontrolsüz şehirleşmeyi, devasa sorunları ortaya çıkarmaktadır.

Ulaşım ve barınma ihtiyaçları zor karşılanmaktadır.

Haliyle daha fazla para harcamak zorunda kalarak, bu ihtiyaçları karşılamak için çaba harcamaktasınız.

İşte büyük şehirlerin hali, trafik, stres, gerginlik, pahalılık, doyumsuz tüketim...

Ne demek istediğimi anlamanız için, bir an büyük şehirlerde yaşanan manzarayı şöyle gözünüzün önüne getiriniz... İstanbulumuz'un hali ortada. 

Bazı bölgelerde iş ve aş kaygısı ortaya çıkınca, doğal olarak insanımız aş ve iş endişesi ile, gurbet diye tanımladığımız mekanları tercih etmek zorunda kalmaktadır.

Oysa, kendi doğduğu yerde iş ve aş, eğitim öğretim konusu çözülmüş olsa, insanların çoğu doğdukları toprakları terk etmezler.

Üstelik büyük şehirlerin gittikçe kabaran nüfusu adeta bir kara delik gibi, yapılan tüm yatırımları anında yutmaktadır.

Devletimiz sağlık, eğitim, ulaşım sorunlarını çözmek için çok yüklü paralar harcamak zorunda kalıyor.

Bu gidişata bütçe mi dayanır?

Oysa Devletimizin yüksek iradesi ile özellikle sağlık ve eğitim açısından büyük şehirlerdeki yığılma önlenebilir.

Yapılacak yeni yatırımlar daha küçük şehirlere kaydırabilir.

Oralara yapılacak yatırımlarda; Devlet, özel sektöre motor görevini üzerine alarak lider olabilir.

Daha büyük sanayi, eğitim, sağlık yatırımlarını o bölgelere kaydırabilir.

Devlet kaynaklı sanayiler devreye girebilir.

O bölgelerin gençlerinin eğitimlerini kendi topraklarında yapması için, üniversite tercihlerinde kendi bölgesini seçenlere ek puanalar, ek kontenjanlar tanınabilir.

Devlet kademesinde görev alacak memur ve işçi personel seçimine o bölgede yaşama şartı isteyebilir.

Hatta o bölgede çalışma süresini çok daha uzun tutabilir.

Personel alımında böylece O bölgenin dışında bir insanının orada işe alınmasının önüne geçilmiş olur.

Böylece yüksek eğitimini kendi şehrinde yapan bir genç, hem Devlete daha az yük olur hem ailesine...

Hem de aile ortamı içerisinde okumanın rahatlığını yaşar.

Tüm zararlı örgütlerin eline düşmez.

Tüm kötü bağımlılıklara müptela olmasının önüne set çekilmiş olur.

Aile ortamında eğitimini sağlar. Böylece daha az yurt talebi ortaya çıkar.

Devletimiz bu işten çok kârlı çıkacaktır.

Daha fazla yurt yapımına gerek kalmayacaktır.

Yurt sıkıntısı olmayacaktır.

Daha sayamadığımız teşvik konuları her zaman hayata geçirilebilir.

Sonuçta gerçeklerle yüzleşmek erdemliktir...

İnsan kendi memleketinde doymalıdır. Geçim derdi nedeniyle uzak bölgelere göç etmemelidir...

Bütün maddi sıkıntıların, ayrılıkların çaresi bu altın sözdedir..!