Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - EDEPSİZLİKLERİNDEN, ALLAH ONLARI TAŞ ETTİ
ŞEREF AYER </br>KOVULMADIKÇA </br>SARIYER İFLAH OLMAZ!!!
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

EDEPSİZLİKLERİNDEN, ALLAH ONLARI TAŞ ETTİ

EDEPSİZLİKLERİNDEN, ALLAH ONLARI TAŞ ETTİ
Sorsalar, “Pompei size neyi hatırlatır?” diye, çoğumuz, “İtalya’da Napoli şehri yakınlarında antik bir şehirdir.” deriz.
13.05.2020 / 19:32


Sorsalar, “Pompei size neyi hatırlatır?” diye, çoğumuz, “İtalya’da Napoli şehri yakınlarında antik bir şehirdir.” deriz. Bu tarif yanlış değil, fakat eksik… Pompei, Allahü teâlânın gazabına uğramış bir şehirdir. Hafızamıza da böyle yerleşmesi lâzım. Batı kaynaklarında da bu yönü ile meşhurdur.

Tarih boyunca; azgınlıklarından dolayı gazaba uğramış şehir, millet aslında sadece bundan ibaret değil. Azgınlıklar zirveye ulaşınca, böyle musibetler çok gelmiş milletlerin başına…



“Allahü teâlâ imhal eder; fakat ihmal etmez.” Yani yapılan azgınlıkların cezasını vermeyi geciktirir; fakat cezalarını vermeyi ihmal etmez.



Yapılan kazılardan anlaşıldığına göre; zenginliğin, ihtiyaçsızlığın akıl almaz boyutlara yükseldiği Pompei şehri; görünce, insanların utancından yüzünü kapatacağı, gözlerini yumacağı bir eğlence pazarı hâline gelmişti. Fuhuş, ahlâksızlık, hayvanları bile utandıracak durumdaydı. İnsanlardaki utanma duygusu tamamen dumura uğramıştı.



Düşünülemeyen, tasavvur edilemeyen ahlâksızlıkların yapıldığı bu şehir, önce şiddetli bir deprem geçirdi. Bu ikaza rağmen, eğlence adı altında yapılan türlü ahlâksızlıklarda bir azalma görülmedi. Nihayet Vezüv yanardağı, 79 yılı Ağustosunun 24’ünde büyük bir gürültüyle patladı.



Kimsenin farkında olmadığı bir sırada havadan kızgın taşlar, kaya parçaları ve kızgın lâv yağmaya başladı. Bunlardan hemen hemen kurtulmak mümkün olmuyordu. Halkın çoğu o anda ne hâldeyse, o şekilde ölmüştü.



Bulunan iskeletlerin durumlarından, çoğunun sokak ortasında homoseksüellik, zina gibi çirkin işler yaparlarken kızgın lâv yığınlarının altında, o hâlde iken öldükleri anlaşılmaktadır.



Pompei’de Roma imparatorluğu hüküm sürmekteydi. İmparatorluğun başında ise Caligula vardı. Tarihin gördüğü en gaddar ve sapık hükümdarlarından biriydi.



Şehrin ”Edepsizliğe” düşkünlüğü nedeniyle tarihten silindiği inanışı çok büyüktü. Hatta bazılarına göre Pompei’de Sodom ve Gomore gibi Allah tarafından cezalandırılan şehirlerden birisi.



İmparator Caligula, zaten kız kardeşine aşık olarak en büyük günahı işliyordu.



Halkın ise ondan geri kalır yanı yoktu. Pompei’nin dört bir yanı genelevlerle çevriliydi. Ayrıca eşcinsellik çok normal karşılanıyordu.



Asiller müthiş zenginlik içindeydi. Rivayete göre önce yemek yer daha sonra yediklerini kaz tüyleri kullanarak kusarlardı. Nedeni ise daha fazla yemek yiyebilmek, yemek zevkinden daha fazla faydalanmaktı.



Felaket günü şehirde normal hayat devam ediyordu. O gün hava her günkünden biraz daha boğucuydu… Üstelik çok hafif de bir deprem olmuş ama fazla önemsememişlerdi. Biraz sonra kül yağmuru başladı. İnsanlar önce çok umursamadı. Belli ki yaşlı Vezüv daha önce de böyle faaliyetlerde bulunmuştu…



Ama bu seferki geçmedi, bitmedi. Paniğe kapılanlar limana doğru koşmaya başladı, bir kısmı ise kendini evine kapadı. Limana doğru koşanları bir sürpriz bekliyordu. Deniz kabarmıştı, azgın dalgalar gemileri lavlara doğru atıyordu. Zaten gökten de iri kum taneleri şeklinde kızgın taşlar yağmaya başlamıştı. Korkunç felaketten kimse sağ kurtulamadı. 18 Kilometrelik bir alan içerisindeki Pompei lavlar altında kalmıştı.

Pompei’nin 16.000 kişilik nüfusunun büyük bölümü taş olmuştu.Vezüv öylesine kuvvetli püskürmüştü ki kül bulutları, felaketi haber verircesine Anadolu, Suriye hatta Mısır’a kadar uçuşmuştu.

Tüm zenginlikler, makamlar, güzelliklerle birlikte Pompei insanları taş oldu. O insanlar bugün italya’da açık hava müzesinde görülebilir.

Jeologlara göre halkın ölüm sebebi kükürt gazı. Taşa dönmelerinin sebebi ise yanardağın püskürttüğü volkanik tuzun sertleşmesi… Bu lavlar kalıp oluşturmuş, zamanla içerideki vücut çürümüş fakat kalıp aynı kalmıştır.

1711 yılında tesadüfen fark edilen bu antik şehrin ancak dörtte üçü, 1955 yılında ortaya çıkartılabilmiştir. Pompei antik şehrini gezenler, asırlar önceki durumu olduğu gibi görebilmektedirler.



İtalya’nın başlıca turistik merkezi olan bu antik şehrin yakınında bulunan Capri ve Ischia adaları, bugün de eğlence ve fuhuş merkezidir. Burada daha önce yaşayanların başlarına gelenleri bildikleri hâlde, uzaktan burayı seyrederek, eğlencelerine devam edebiliyorlar. Çünkü bunlar bakıyorlar, fakat göremiyorlar. Bakara suresinde böyle kimseler için, “Artık bunlar kördür, görmezler!” buyrulmaktadır.



Zamanımızın insanları da Pompei halkı yolunda hızla ilerlemektedir. Her gün yeni yeni rezaletler ortaya çıkmakta; en mahrem şeylerden olan doğum ve gerdek gecesini, internette canlı olarak vermek, önemli görev sayılmaktadır.



Bütün bu olanlar, insanın maneviyattan uzaklaşıp, kendi başına bırakıldığında neler yapabileceğini açık şekilde göstermektedir. Çünkü insan, bedeninin yapısı bakımından hayvanlara, ruhu tarafından meleklere benzemektedir. Ruh tarafı zayıflar ve beden tarafı kuvvetlenirse, hayvanlara yaklaşır. Hayvanlar gibi sadece yerler içerler ve çiftleşirler…



İnsan, bununla yetinmeyip, ruhunu tamamen bırakır ve sadece bedenini, nefsini düşünüp, şehvetinin peşinde koşarsa, hayvanlardan da aşağı olur. Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde, “Hatta onlar, hayvanlardan daha aşağıdırlar.” buyurarak, böyle kimseleri haber vermektedir.