Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - Mutluluğa giden yol Allah'ı sevmekten geçer
ŞEREF AYER </br>KOVULMADIKÇA </br>SARIYER İFLAH OLMAZ!!!
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

Mutluluğa giden yol Allah'ı sevmekten geçer

Mutluluğa giden yol Allah'ı sevmekten geçer
Sevgili okuyucularımız! Yüce Rabbimiz’e sonsuz hamdeder şükrederiz ki mutluluğun kapısı olan sevgiden bahsetmek üzere bir yazımızla daha sizlerle birlikteyiz.
05.08.2013 / 03:33


İki cihan serveri Peygamber Efendimiz (S.A.V) hadisi şerifinde şöyle buyuruyor: “Yerdeki mahlukâtı seviniz ki göktekiler de sizi sevsin.” Bir başka hadîs-i şerifinde ise: “Allah’ı nimetlerinden dolayı seviniz.”diye buyuruyor.



Mutluluğa giden yol Allah’ı sevmekten geçer. Allah’ı sevmeyen bir insanın mutlu olması mümkün değildir. Allahû Tealâ’nın en sevgili mahlûku olan insan için var ettiği nimetler saymakla bitmez. Sonsuz nimetler dizisi içindeyiz. Bir nevî hepimiz Allah’ın mâide sofrasındayız. Allahû Tealâ, bu mâide sofrasını önümüze sermiş ve biz o sofrada sadece bir misafiriz.

Ev sahibi misafirini nasıl ağırlar? Onu memnun ve mutlu etmek ister. İşte bizimle Allah arasındaki ilişkilerde de net olarak görüyoruz ki, her olayda Allah bizi mutlu etmek ister. Bir kişinin bu mutluluğu bizim tadabilmesi, 12 tane ihsanla Allahû Tealâ’nın kendisi için tayin ettiği mürşide tâbî olmasıyla gerçekleşebilir. Her devirde vazifeli olan devrin imamı o devirdeki bütün insanlar için bir nimet olduğu gibi, bu devirdeki Devrin İmamı da hepimiz için bir nimettir. Nitekim hadisin devamında Allah Resûlü (S.A.V) şöyle buyuruyor: “Beni de Allah’tan dolayı seviniz.”

Öyleyse Allah’ı seven bir kişinin O’nun Resûlü’nü sevmemesi mümkün değildir. Allah ve Resûl sevgisi üzerine Yunus Emre’nin çok güzel bir şiiri vardır:

Canım kurban olsun senin yoluna,

Adı güzel, kendi güzel Muhammed,

Şefâat eyle bu kemter kuluna,

Adı güzel, kendi güzel Muhammed

Mü'min olanların çoktur cefâsı,

Ahirette olur zevk-u sefâsı,

On sekiz bin âlemin Mustafâ'sı,

Adı güzel, kendi güzel Muhammed

Aşık Yunus neyler iki cihânı sensiz,

Sen Hak Peygambersin şeksiz, gümânsız

Sana uymayanlar gider imânsız,

Adı güzel, kendi güzel Muhammed.

Günümüzde Devrin İmamının sözlerine kulak vermeyenler ne yazık ki bu hakikatin farkında olmadıkları için mutlu olmaları da mümkün değildir. Eğer insanlar mutlu olmak istiyorlarsa bir dilekle kalpten Allah’a ulaşmayı dilemelidirler! Sonrasında Allahû Tealâ mutlaka onları mürşidlerine ulaştıracaktır ve bir nimet olarak Devrin İmamı onların başlarının üzerinde yer aldığı zaman, gün be gün bu dünya onlara bir cennet olacaktır. Böylece tedrici basamaklar içerisinde her gün biraz daha sahâbenin yaşadığı saadeti, bu sefer günümüz koşullarında, ikinci Asr-ı Saadet olarak yaşamaya başlayacaklardır.

Kâinattaki En Kolay, En Güzel Şey Sevmek!

Değerli okuyucular! Bu kâinatta en kolay şey sevmektir. Ruhumuzun 19 hasleti vardır: İlim, cömertlik, ketumiyet, tevhid, edeb, kanaat, itaat, meziyetler, sevgi, tevazu, iman, ihlas, şükür, sekinet, vefa, sabır, doğruluk, hakikat ve adalet. Bu 19 tane hasletle mücehhez olan ruhu, doğumla birlikte Allahû Tealâ herkese üfürüyor. Allahû Teâla bizden sevgiyle bir hayat yaşamamızı istiyor.

Seven sevilir. 14 asır evvel Allah Resûlü (S.A.V) mutluluğun parolası olan mesajı şöyle dile getiriyor: “Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız. Sevdiriniz nefret ettirmeyiniz.”

Sevmenin yolu bir dilektir. Kalpten Allah'a ulaşmayı dileyen herkes muhakkak ki Allah’ı seven birisidir. Seven sevdiğine yaklaşır. Korkan korktuğundan kaçar. Biz Allah yolunda korkuyla değil aksine tam tersi sevgiyle var olabilmeliyiz. Kimi seversek mutlaka ama mutlaka onu mutlu ederiz.

Allahû Tealâ Kur’ân-ı Kerîm’de, birbirine düşman olan sahâbenin kalplerini nasıl sevgiyle birleştirdiğini açıklıyor. Bu, sadece bir tek dilekle (kalpten Allah'a ulaşmayı dilemekle) ve ibadetlerin sultanı olan “Allah” zikrini en üst seviyede yapabilmekle mümkün olabilir. Ne kadar zikir o kadar sevgi!

Değerli okuyucular, Yunus Emre’nin şiirinde ne de güzel söylüyor: “Biz kimseye kin tutmayız. Ağyar bile dosttur bize.” Biz eğer zikrimizi arttırırsak günün birinde nefsimizin bütün afetlerini kalpten temizlediğimizde geriye tek bir tercihimiz kalır; herkesi sevmek. Bizi seveni zaten severiz ama marifet; bizi sevmeyeni de sevebilmektir ve Allah’ın bizden istediği budur. Onun için bütün Allah dostları aynı çağrıyı yapmışlardır: “Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım sevelim sevilelim. Bu dünya kimseye kalmaz.”

Hepinizin severek, sevilerek, sonsuz dünya ve ahiret saadetine ulaşmanızı Yüce Rabbimiz’den diliyoruz.

Allah razı olsun