Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - Dursun Bulut'tan Gündemi Sarsacak</p>Basın Açıklaması
ŞEREF AYER </br>KOVULMADIKÇA </br>SARIYER İFLAH OLMAZ!!!
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

Dursun Bulut'tan Gündemi Sarsacak

Basın Açıklaması

Dursun Bulut'tan Gündemi Sarsacak</p>Basın Açıklaması
Sevilen siyasetçi CHP İstanbul 2. Bölge Milletvekili aday adayı Dursun Bulut gündemi sarsacak bir basın açıklamaı yaptı.
25.03.2015 / 15:03


Sevilen siyasetçi CHP İstanbul 2. Bölge Milletvekili aday adayı Dursun Bulut gündemi sarsacak bir basın açıklamaı yaptı. Ülke sorunlarına değinen Bulut, güncel konuları analiz ederek, Türkiye’nin göz göre göre uçuruma sürüklendiğini bildirdi. İşte noktasına, virgülüne dokunmadan yayınlıyoruz.

Dursun Bulut’un Basın Açıklaması

DEĞERLİ ARKADAŞLAR!

Ülkemizin; Cumhuriyet tarihinin hiçbir dönemiyle kıyaslanamayacak kadar karanlık bir dönemden geçiyor. Demokrasi adına kazanılmış tüm değerler büyük tehlike altında. Dipsiz bir uçurumun kıyısındayız. Ya el ele verip bu karanlıktan çıkmak için mücadele edeceğiz yada bu dipsiz uçurumun karanlıklarına yuvarlanmış olacağız.

Ülkemizi bu dipsiz uçurumun kıyısına yuvarlayan on iki yıldır yönetimde olan AKP iktidarıdır.

Dini imanı para olan, çıkarcı yandaşlarıyla sıkı sıkıya örgütlenmiş ve ülkemizin geleceğini, bölge barışını tehlikeye sokan bir iktidarla karşı karşıyayız.

İktidarlarını kaybederlerse her şeylerini kaybedeceklerini biliyorlar. Bu yüzden de, iktidarlarını sürdürmek uğruna yapmayacakları şey yoktur. Bunun için baskı, tehdit, çarpıtma, sindirme, karalama, çamur atma, yıldırma dahil her şeyi, her yolu mübah görüyorlar.

Ekonomimiz Dar Boğazda!

Bu hükümet; her yerde ekonominin tıkırında olduğunu söylüyor ama her konuda olduğu gibi bu konunda da doğruyu söylemiyor. Ekonomimiz kelimenin gerçek anlamıyla bir dar boğazdadır. Sanayi yatırımları, teknoloji yatırımları ve üretimi her geçen gün gerilerken, ülkemiz esas olarak yandaş sermaye çevrelerinin palazlanmasına hizmet edecek biçimde, adeta bir ithalat cennetine dönüştü. Tarım, hayvancılık öldürüldü. Buğday ekilebilir arazilerimiz azalırken çiftçimiz bir balya samana dahi muhtaç edildi.

2002’de iç ve dış borcumuz ( özel sektör hariç ) 257 milyardan, 2012’de 567 milyara çıktı. Tam bir borç sarmalı içindeyiz. Ülkemizin geleceği ipotek altına alındı. İnsanlarımız işsiz, insanlarımız borçlu. Son beş yıl içinde hane halkı başına düşen borç yükü miktarı tam kırk kat arttı.

İç Barış Tehlikede!

Herkes için demokrasi vaadi ile gelenler ‘ taraf olmayan bertaraf olur’ diyerek, kindar ve dindar bir nesil yetiştirmek istediklerini apaçık beyan ederek toplumu kamplara böldüler. Türk-Kürt, Alevi-Sunni, Laik-Dindar ayrımı üzerinden yurttaşlarımızı birbirine düşman ettiler.

İş Barışı Tehlikede!

Toplumsal barışın yanı sıra iş barışı da tehlike altında. Taşeronlaşma, bu iktidar döneminde acımasız bir sömürü sistemi haline dönüştü. Güvencesiz iş koşulları nedeniyle her yıl binlerce işçi hayatını kaybediyor. ‘ bu işin fıtratında var’ denilerek işçi ölümleri meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Sendikal hakların kullanımı, hak arama mücadeleleri ‘kamu güvenliği’ bahanesiyle haksız ve zorbaca engelleniyor.

Uluslar arası Alanda Siyasi İtibar ve Güvenilirliğimiz Kalmadı!

12 Eylül Askeri Cundasının uygulamaya soktuğu Türk-İslam sentezinin bir ürünü olan AKP, saltanat özlemiyle ülkemizi çok ağır yükler altına oktu. Ortadoğu’nun kan gölüne çevrilmesinde bizzat sorumluluk üstlendiler.

Sınırlarımız kevgire döndü. Ortadoğu coğrafyasında üç milyonu aşkın insan yaşadığı ülkelerden göç ettirerek, yersiz yurtsuz mülteci konumuna düşürüldü. İki milyon insanın ölümüne sebep oldular. Basiretsiz, beceriksiz yöneticilerin elinde ‘ komşular sıfır sorun’ noktasından herkesle kavgalı bir ülke noktasına geldik. İnsanlık duygusundan nasibini almamış vahşi, barbar IŞİD çetelerini insanlığın başına bela ettiler.

Yolsuzluk ve Soygun İktidarın Karakteri Oldu!

Türkiye tarihinin hiçbir döneminde yaşanmayan yolsuzluklar bu iktidar döneminde yaşandı.

TOKİ’si, TMSF’si, İmar Komisyonlarıyla tüm kurumlar AKP’ye rant aktaran parti birimleri gibi çalıştı.

Yargıya Güven Kalmadı!

Demokrasi’nin en temel ilkesi olan kuvvetler ayrılığı kademe kademe rafa kaldırıldı. Yargı hükümetin yargısı haline getirilirken her bir vali ve her bir kaymakam hak hukuk tanımayan birer parti militanı haline dönüştürüldü.

Polis Teşkilatı AKP’nin Tekelinde!

Kamu güvenliğinden sorumlu polis teşkilatı, adeta AKP’ye bağlı özel milis gücü olarak hizmet vermeye başladı. TBMM ve mahkemeler marifetiyle hırsızlıkların, yolsuzlukların, üstü kapatıldı. Gelmiş geçmiş iktidarların hiç biri, kendisi gibi düşünmeyeni bu kadar hiçe sayan bir pervasızlık içinde olmamıştı. ‘Kamu Düzeni’ demogojileriyle ‘Makul Şüphe’ yasasıyla herkesi potansiyel suçlu ilan ettiler. Karşımızda, padişah olma özlemiyle yanıp tutuşan birinin başını çektiği bir devlet yapısı var. Bu anlayışın hedefe ulaşmak için her türlü yola başvuracağını, 1 Mayıs kutlamalarının engellenmesinde gördük. Gezi Direnişi’nin kanla, barutla, gazla bastırılmasında gördük.

Demokratik Rejim Tehlike Altında!

AKP rejim değişikliğini hedefliyor. Kurucu bir iktidar partisi gibi davranıyor. 12 yıllık iktidarı boyunca elde ettiği gücü yeni bir rejimin inşası doğrultusunda kullanıyor.

Yol Ayrımındayız!

Önümüzde iki yol var:

Ya Hilafet Ya Demokratik Cumhuriyet! - Ya Karanlık Ya Özgürlük!

Birlikte hareket edebilirsek giderek totariterleşen bu gericiliğin önünü kesebiliriz. Evet birlikte başarabiliriz. Birlikte bu haksızlıklar, adaletsizlikler, zorbalıklar rejimini değiştirebiliriz!

Yeni, gerçekten demokratik, gerçekten laik, gerçekten adil, paylaşımcı bir rejimi halkımızın demokratik katılımıyla, gücüyle hep birlikte kurabiliriz!

Bu yolda;

Tüm demokrasi güçleri, yurtseverleri, ülkemin aydınlık yüzlerini, gerici zorba karanlığa karşı sürdürmekte kararlı olduğumuz ‘Birlikte Dönüştürme, Birlikte Değiştirme’ mücadelemize el vermeye davet ediyorum.